İnceden eski şarkıları dinlersin eskilerle..
O eski plak cızırtılarını duyduğun nağmelerden esinlenirsin sessizce..
Kafa dinlemek, hafiften huzur duymak, belki de eskileri yad etmektir amacın sadece anneannenle..
Çatı katında, güneşi batırırken oturduğun sallanan sandalyede, düşünmeye başlarsın ince ince, kapıdan esen tatlı serinlik içinde..
'Nerede o eski şarkılar?' dersin hafif bir tebessümle önce..
Sana aşkı anlatan büyükannenle çelişirsin sonra günümüzü düşündüğünde.
Fonda çalan Zeki Müren de tezattır keza gerçeğe..
İnanmak istersin o dizelerdeki içtenliğe, içten sevgiye içten içe..
Sadece tebessüm edersin sen de bu yüzden işte..
Şimdiki şarkıların belli amaçları vardır bildiğiniz üzere..
Şimdiki şarkıların belli amaçları vardır bildiğiniz üzere..
Ya egosuna yenilmesinin hırsı vardır ve hıncını almaya çalışmaktadır ya da seni elde etmesi için tek bir amaç vardır ve "inkar, soysuzlaştırır!"
Duygu katilleri midir acaba günümüzde aşk yaşadığını sananlar ya da aşkın ne olduğunu atlayanlar?
Hiç mi kalmadı artık içten sevmeler, aşkı değil de kişiyi sevenler?
Bu yüzden mi istifamı verdim acaba bu işler için öncesinden, "siz beni kovmuyorsunuz ben gidiyorum" demek amacıyla?
Bir yandan da kalmak istiyordum aslında...
Hiç mi kalmadı artık içten sevmeler, aşkı değil de kişiyi sevenler?
Bu yüzden mi istifamı verdim acaba bu işler için öncesinden, "siz beni kovmuyorsunuz ben gidiyorum" demek amacıyla?
Bir yandan da kalmak istiyordum aslında...
Her zaman aksini iddia etmelere doyamıyorum inatla..
İnatla inandığımı savunmak istiyorum her defasında..
Vazgeçmeyi 'elde etmenin altın kuralı' olarak görüyorum zira.
Herkese sormak istiyorum her fırsatta..
En çok da cevabı sende bulmak istiyorum yalnızca:
Nerede o eski aşklar ha?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder