Pages

28 Ağustos 2014

Stade'ye Gitmeyen Kalmasın! @AVRUPA GÜNCESİ

Fotoğraflarını görmeyi bırakın, ismini duyduğumda bile içimin ısındığı bir yer var ki, kendisinden neden bugüne kadar bahsetmemiş olduğumu bilmiyorum.

Hamburg'a dair ne varsa sevmiş olabilirim, evet. Ama burasını gerçekten sevmemek için büyük çaba sarfetmek gerek. 

Bahsettiğim yeri çok duymuş olmanızı beklemiyorum, zira biz de zamanında öğrenci biletimizle ücretsiz gidebileceğimiz en uzak mesafe olarak öğrenmiştik burasını. =)

Stade, Hamburg Metropolitan Şehri'ne bağlı küçük, şirin bir yer. 


Şehrin trenine atlayarak yaklaşık 40-50 dakikaya varabileceğiniz, giderken sıkılsanız dahi gidince ruhunuz dinlendiğinde yolu unutacağınız bu ilçe bana nedense Brugge etkisi yaratmıştı. 

Çok ortaçağ etkisini hissetmiyorsunuz Brugge gibi, ama o masalsı dünyası, film seti misali nüansları ve her noktası planlanmış sokakları ile ayrı bir iz bırakıyor üzerinizde.


"Burası çok küçük, ne yapılır ki?" derseniz de aslında Picasso'nun sergisine gidebilecek kadar entelüktüel bir yerleşim olduğunu söyleyebilirim kendi deneyimlediğim kadarıyla.!


Şehre tren istasyonu ile başlayanlardansanız gölün çevresini turladıktan sonra, şehrin dar sokaklarında kaybolmanızı, ana yaya aksında boylu boyunca yürümenizi ve vitrinlerdeki minik biblolardan favorinizi seçerek kendinize yar olmasını (ilk gittiğimizde kapalı olan dükkan için bir diğer gidişimizi dört gözle beklediğim doğrudur!) ve sonrasında Elbe Nehri'nin uzantısı olan kanalın kıyısında Sangria'nızı yudumlamanızı mutlaka öneririm. Huzurunuzu bulmuş olmanın verdiği rahatlığa kavuşmanız garantim altındadır.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder