Bu Aralar Bu Mecrada Yoktum: "Çünkü"
Eveet, yeni post gelmesini kimler özledi?
Uzunca bir süredir, sürekli aklımda ve kalbimde olsa da, bir türlü oturamadım blogun başına.
Bir süredir bekleyen, sıraya çoktan giren, ayrıca yazılması istenen pek çok konu birikmiş oldu bu vesileyle.
Şimdilerde yeniden fırsat yaratmaya fırsat bulduğum (!) için yeni postları en kısa sürede paylaşmaya kararlıyım.
Aslında postları doğrudan yazmaya geçebilirdim ancak hem ara verme sebebimin blogu bırakmakla ilgili olmadığını haber vermek, hem de bu kısmen uzun sayılabilecek sürede hayatımda ne gibi yenilikler olduğunu listelemek istedim.
Daha doğru söylemek gerekirse, bu yenilik sürecinde neler öğrendiğimi listelemek istedim.
Başlıyorum:
- Sizin hayatınızla ilgili bir karar alınacaksa, kararı sizin vermeniz gerektiğini hatırlayın ve bunu insanlara bıkmadan hatırlatın. Çünkü bu sizin hayatınız. Başkaları istedikleri şeyler varsa bunu kendi hayatlarına uygulamakta özgürler, ancak sizin hayatınızsa konu, fikir vermekten öteye geçmemeliler.
- İyi niyetinizden hiçbir zaman vazgeçmeyin. Her zaman iyi düşünün, ancak iyilikle saflığı asla karıştırmayın. Gardınız her zaman hazır olmalı.
- Hakkınızı arayın. Eğer hak etmediğiniz bir muamele varsa, susmak çözüm değil. Sarı öküzü asla vermeyin. Eğer ilkini çoktan vermişseniz de onu derhal geri alın. ☝
- Değişiklik bazen çok da sosyolojik olarak büyütülecek bir durum olmayabilir. İnsan, hayatındaki çok önemli adımları, aslında çok alelade olarak günlük rutin içine yedirebiliyor.
- Değerinizi görmeyen insanlar için mütevazı olmayın. Bakın, mütevazı davranmışsınız da ne olmuş? Öyle değil mi?
- Siz her zaman, her konuda, herkese ve yaşayan her şeye karşı iyi niyetli ve nazik davranın. Davranın ki, bunu görmeyen insanlara tepkinizi koyduğunuzda vicdanınız rahat olsun ve gece rahaat rahat uyuyabilin.
- Öngörüsüz davranmayın. Atacağınız her adımın, harcayacağınız her kuruşun sonrasını düşünün. Evet, Tanrı en çok plan yapan insanlara gülermiş, o ayrı. Benim demek istediğim, her zaman aldığınız kararların başka insanlara olan etkisini ölçmeniz, bütçe planlaması diye bir gerçek olduğunu bilmeniz, fırlattığınız bir taşın bir şekilde bir yerlere ineceğini düşünmeniz. Bunu lütfen yapın.
- Sahte güler yüzlere kanmayın. Evet safa yatmanız gereken durumlar olabiliyor, bunu bildiğinizi çaktırmamanız da gerekebiliyor. Ancak gerçek samimiyet ile işi düşünce ya da çıkarı olunca bir anda kendini ortaya atan insanları lütfen ayırın. Dediğim gibi, iyi olmakla saf olmak çok başka şeyler. Birbirimizi kandırmayalım.
- Üşenmeyin. Üretmeye, yeni yerler görmeye, yeni kültürler tanımaya asla üşenmeyin. Resmin tümünü görmek, hayatınıza bambaşka açılardan bakmak için o kadar gerekli ve o kadar kritik ki! İnsan kendini geliştirmedikçe, bir kuyuda kalıyor ve tüm yaşayan insanların da aynı kuyuda olduğunu ve hep bu kuyunun kuralları ve sınırları çerçevesinde yaşanması gerektiğini düşünüyor. Ve ne yazık ki, elinden bir şey gelmeyeceğini düşünerek yalnızca atılan ipe boyun eğiyor. Aslında o kuyudan çıksanız yüzebileceğiniz o kadar engin sular var ki!
- Cehalete kapılmayın. Tek kültür içinde, gelişmeden, modern fikirlere kendini açmadan yaşayan insanlar tarafından dikte edilen kurallar, inanışlar, süre gelinenler sizi yansıtmıyorsa, ve -bkz ilk madde- bu sizin hayatınızla ilgili bir kararsa, bunun doğru olmadığını ısrarla anlatın. Bazen sizi harcayarak kendi kararlarını zorla yaptırabilirler ancak -en azından- sizden sonraki kişileri kurtarabilirsiniz. Çünkü sizin direncinizden sonra alışacaklar.
- Nezaketi asla bırakmayın. Kaba saba, görgü nedir bilmeden hareket eden, her isteğini kavgayla anlatan insanlar için asla küçülmeyin. Bırakın onlar seviyesini yükseltsin. Ha, yükseltmedi mi? O zaman bırakın sizin farkınız olsun. 👋
Sanırım bu liste daha uzar, ama okurken fark edeceğiniz gibi birbirini kapsayan, benzer içerikler daha çıkacak olsa da, içeriğinde çok farklı nüanslar barındıracak.
Kalan fikirlerimi de yeni postlara bırakıyorum.
Sevgiler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder