Yine zorla gidip
zorla döndüğüm yeni (ya da yeniden) bir yer eklendi listeme: Marmaris...
Gittiğim her yere ısrarla alışma huyum ne derece iyi hala kararını vermiş
değilim zira daha önce söylenmediğine inandığım bir cümle kurdurttu bana oradan
ayrılmak: “mutsuz olduğumu en çok mutlu olduğum zamanlarda anlıyorum…” Hele ki
sonbahara çoktan girmiş, kışa doğru yolunu tutmuş çorak Ankara’dan sonra, güneşin
ısıttığı; denizin ferahlattığı; yeşilin huzurlandırdığı böylesi bir yere gelmek,
insana zamanın durması fikrini muhteşem kılmıyor değil! Nitekim tüm okul, iş ve
şehir stresini geride bırakıp Marmaris’e gitmek, ruhu dinlendirmek adına şahane
bir çözüm, önerilir;)
Bu kıyılardaki
maviyle yeşilin eşsiz uyumu insanı başlı başına büyülese de, buna mutlu Ege
insanlarının sıcak doğasının eklenmesi kendinizi ayrı bir huzurlu hissetmenizi
sağlamakta. 3 yıldır Ankara’da aradığınız aitlik duygusunu bir hafta olmadan burada
bulabilmeniz mümkün bu sayede, bir Ege insanıysanız eğer siz de…
Ekim ayının
ortasında doğa ananın bizlere lütfettiği sıcak hava sayesinde keyfine
vardığımız Marmaris koylarına ve otelimize ait bazı kareler… İçimizi, ruhumuzu
ısıtsın diye…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder