Röportajlarımın her biri ayrı keyif, ayrı bir ayrıcalık ve ayrı bir dostluktur benim için, evet... Ama bir 'ilk göz ağrısı' anlayışı vardır ya hani... İşte o da bu ayrıcalıklı hisse sahip olduğum iki kişiden birisidir benim için.
Gökçen Gökyer Blog'da birçok kez gördüğünüz, çoğunuzun zaten tanıdığı ve sabahları güne başladığı, Max Fm'in incilerinden, Türkiye'yi Uyandıran Adam olarak da bildiğimiz Sevgili Özgür Aksuna'yı nihayet ziyaret edebildim mabedinde!

Hala, herkese ve her şeye inat, insanlığın hakkını veren, içtenliği ve samimiyeti kaybetmeyen, kucak açmak için çıkar gözetmeyen ve Ankara'ya rağmen Ankara için yaşayan değerli insanların var olduğunu bilmek, bana bu şehri bir nebze olsun daha anlamlı kılmakta...
Max Fm'in Türkiye'yi Uyandıran Adamı Özgür Aksuna ile ilk röportajımızdan bugüne, ziyaret ettiğim her etkinliğine dair her şey hakkında konuştuk Gökçen Gökyer Blog ve Çayyolu Life Dergisi Gökçen Gökyer'in Gözünden takipçilerine özel...
G.G. Özgür Aksuna, Türkiye'yi ve dünya üzerinden birçok Max Fm dinleyicisini güne devam ediyor.. Nedir bu programı ve bu radyoyu diğerlerinden farklı kılan? Hala bilmeyenler varsa diye bu sorum...
Ö.A. Öncelikle hem müzik tarzı hem de yayın tarzı olarak farklı olduğumuz noktalar var. Bizde olup diğerlerinde olmayan en önemli şey 20 yıllık tecrübe. Bu çok önemli bir ayrıcalık. Onun dışında; gerçeğiz. Yani bizde rol yok, oyun yok, numara ya da yayın hileleri yok... Her şeyimiz net, her şeyimiz açık. Şu an sen beni nasıl görüyorsan, nasıl konuşuyorsak, yayında da aynı şekildeyiz. Bu da insanların hemen fark edebildiği, ayırt edebildiği ve ona göre davrandığı bir durum. Telefon çaldığı zaman direk ben açarım telefonu, o enerjisini yakalamak isterim insanların. ("Peki ne tür müzik severlere hitap eder MaxFm?" diye soruyorum.) Yabancı müzik istasyonuyuz. Daha çok akustik rock, akustik pop, country, 70'ler, 80'ler, 90'lardan klasikleşmiş, 'gold' şarkı dediğimiz, insanların geçmişinde özel yeri olan şarkılar, unutulmazlar ve beraberinde tabi ki yeniler, özellikle mümkün olduğunca çok bilinmeyen, tanınmayanları çıkarma, keşfetme bizim misyonlarımızdan.

G.G. Cook and Fun'a gelmiştim daha önce, takipçilerim de biliyor. O günden bu yana oldukça ilgi görmekte takip ettiğim üzere.. Hangi mutfakları yaptınız şimdiye kadar, daha neler bekliyor bizi? İlginç fikirler var mı?

G.G. Kişisel gelişim eğitimleriniz de devam ediyor, ona da şahit olmuştum, oldukça başarılıydı... Uzunca bir süre geçti, eğitim verdiğiniz kişiler üzerinden geri bildirimleriniz nasıl oluyor? Bambaşka bir kişi yarattığınız oldu mu? =)

G.G. Markalaştırma seminerlerindeki derslerine gelirsek.. Buradaki misyonun nedir?
Ö.A. Markör'le devam ediyoruz. Bu da Ankara'da bir ilk. Kişisel ya da kurumsal markalaşmak isteyenlerin Markör bünyesinde, profesyonel bir ekiple, işini en iyi yapanlarla bir araya geldiği bir çatı. Ben de bu çatının yine eğitim bölümündeyim. Konuşma, hitabet, kendini ifade etme, SWOT analizi dediğimiz güçlü-zayıf yönleri tespit edip onlara göre davranma önemli şeyler. Kurumsal eğitimler, şirket içi gelişim eğitimleri, motivasyon eğitimleri ya da bireysel anlamda yine çalışmalarımız devam ediyor.
G.G. İlk röportajımızdan bu yana, neler değişti hayatında? Fanların, takipçilerin, hayat görüşün, hayattan beklentin.. İlginç yeni hikayeler oluştu mu bunca seminer, program ve kurslar arasında?..
Ö.A. Gelişerek daha üst seviyelere ulaştık, onu söyleyebilirim. Eğitimlerin yelpazesini genişlettik. Sürekli ilginç hikayeler oluyor.. ("Mesela..?" diye örnek vermesini istiyorum...) Cook and Fun'da bir evlilik teklifine şahit olduk. Kimsenin haberi yoktu. Bir anda bir ekip girdi içeri, çalmaya başladılar, müzikle beraber yüzük çıkarıp önünde diz çöktü ve evlenme teklifi etti... Radyoda zaten her günümüz macera!
Dünya görüşüm dersen, umutlarımın daha da arttığını söyleyebilirim. Çünkü, sürekli üniversite gençleriyle iç içeyim. Üniversite gençliğinin ne kadar girişken olduğunu, ne kadar geleceğe yönelik iyi çalışmalar yaptığını, bir önceki nesle göre çok daha girişken, çok daha başarılı ve çok daha istekli olduklarını, eksiklerini cesaretle söyleyebildiklerini ve bunlara çözüm aradıklarını, teknolojiyi çok iyi kullandıklarını ve daha sonrası için iyi işler yapacaklarını görüp, çok daha umutlanıyorum. Ben de eğitimlerle destek oluyorum her zaman.
G.G. Eski bir Çayyolu Life Dergisi yazarı olarak takip ediyor musun hala? Gökçen Gökyer'in Gözünden ve Gökçen Gökyer Blog takipçisi olduğunu da düşünüyorum aynı zamanda?! =))
Ö.A. Evet, takip ediyorum. O Biscolata erkeğini öpünce kıskanmıştım! Her geçen gün de ilerlediğini görmek, yelpazeni genişletip daha üst seviyelere çıkıyor olduğunu görmek tabi ki mutlu ediyor. (İlk röportajımızı hatırlatıyorum, "benim ayağım uğurludur" diyor ve ekliyor...) Bayağı ünlüyle bir araya geliyorsun, onlarla güzel röportajlar yapıyorsun, çalışmalar yapıyorsun, duyuruyorsun... Farkındayım 'network'ünün çok güçlü olduğunun. Şimdi sen birazcık daha güçlendir ki ben de bundan faydalanayım diye sana destek vermeye devam ediyorum.! (Gülüyor.)
Çayyolu Life Dergisi'ni de takip ediyorum hala. Çizgisini bozmadı... Güven Güngör'le çok eski dostluğumuz vardır. Çok severim kendisini de... O yüzden, gönül bağıyla da seviyoruz Çayyolu Life Dergisi'ni. Ben de bir zamanlar müzikle ilgili yazıyordum, en kısa zamanda vakit bulup tekrar yazmaya başlamayı çok istiyorum.
G.G. Gökçen Gökyer Blog ve Gökçen Gökyer'in Gözünden takipçilerine neler söylemek istersin?
Ö.A. Gökçen'i takip edin. Gökçen'in baktığı, gördüğü ya da takip ettiği şeyler mutlaka önemli şeylerdir. Size fayda sağlar. Kendinizi geliştirmenize yardım eder. Aydınlanmanızai yeni şeyler öğrenmenize ya da gözlemlemenize yardımcı olur. Takip etsinler, senin gözünden bakmaya devam etsinler. Çünkü ben de bakıyorum, ben de takip ediyorum. Şu da bir gerçek, yarın bir gün ben Gökçen Gökyer'i çok önemli yerlerde, çok büyük bir isim olarak gördüğümde, "ben işte taa eski zamandan biliyorum, onu zaten takip ediyordum." diyeceklerdir. O yüzden, şimdiden takip etmeye başlasınlar ki, yarın bir gün ahbapmış gibi, arkadaşlarıymış gibi davranabilsinler!
(Gülüyorum ve ekliyorum: "peki, kendi takipçilerine söylemek istediğin bir şey var mı?")

Sevgili Özgür Aksuna'ya ve çekimlerde büyük emeği olan Sevgili Nunu; yani Nur Şentürk'e çok çok teşekkür eder, Gokchen House Lounge Cafe'ye de beklerim!
Çok Sevgiler!
GÖKÇEN GÖKYER
Çok güzel bir röportaj olmuş.Sohbetinize sağlık :)
YanıtlaSilÖyle pırıl pırıl bir enerji var ki her satırında. Canım sıkıldıkça, bloga yazarken tıkandığımı hissettiğim anlarda açıp bakıyorum ara ara. Özgür zaten kıymetli, seni tanımama da sebep olduğu için daha da can geliyor bana. Seviyorum ikinizi de. :)
YanıtlaSilCok tesekkur ederiz 😊
YanıtlaSilCok tesekkur ederiz 😊
YanıtlaSil