Özellikle Ankara ve civarında yaşayanlar için ideal "Şehirden Kaçış" rotasyonlarından olan ve bir süredir niyetimde olan Amasra'ya nihayet gidebildim.
Bir Egeli'ye göre Karadeniz'in denizini daha hırçın ve daha "manzara" niyetiyle görüyor olsam da, iyot kokusu ve engin mavilik harika geliyor.
Kışı karşılarken, mevsim hala sonbaharken gittiğimizde algım böyle oldu.
Yine de yazın dahil mavi fonu ile hafta sonu için Bartın'da ideal bir sahil kasabası.
Özellikle günü keyfiyle batırma niyetindeysen, çok doğru bir adres burası. Bu yüzden de yarım saatte bir uçtan diğer uca yürüyerek tamamlayabileceğiniz bir kıyı kasabası olsa da, keyfini sürmek için birkaç güne ihtiyaç duyabilirsiniz.
Hafta sonu kaçışı içinse zamanın yeterli olacağı bir rota.
Görülmesi önerilen alanlar için kısa kısa giriyorum:
Amasra Kalesi
Beldenin en merkezi turizm noktası aslında "kale" olduğu için Amasra Kalesi'ni zaten gezmiş görmüş olacaksınız diye düşünüyorum.
İlk olarak Bizans döneminde inşa edilmiş kale sonraki dönemlerde Cenevizliler ve Osmanlılar tarafından da kullanılmış. Amasra Kalesi iki bölümden oluşuyor. Bu ana kütleden birisi eski zamanlarda ada olan ve Kemere denilen bir köprü ile Amasra’ya bağlanan Boztepe’deki Sormagir Kalesi, diğeri Amasra’daki Zindan kalesi denen bölüm imiş.
Kalenin içinde bol bol yerleşik betonarme hayatların olması konusunu atlayarak devam ediyorum.
Ağlayan Ağaç
Kemere Köprüsü'nü geçtikten sonra buruna doğru ilerlediğinizde yanında büfe bulunan ağaç.
Denizden aldığı nemi yılda birkaç kez yapraklarından damlattığı için bu adı almış ancak işletmenin söylediğine göre küresel iklim değişikliklerinden dolayı artık kurumuş ve bu özelliğini göstermiyormuş.
Denize karşı, sert rüzgar alan bu tepede çayınızı, kahvenizi içebilirsiniz. Normal bir çay işletmesine nazaran fiyatların biraz daha turistik olduğunu hatırlatayım.
Galla Pazarı (Kadınlar Pazarı)
Her salı ve cuma günleri açıkmış. Biz cuma gittiğimiz için görebilmiş olduk. Daha çok yiyecek üzerine kurulmuş, lokal bir belde pazarı tadında, meydanın hemen yanında bulunan pazar.
Turistik eşya alışverişine çıkmak isterseniz, çok uzun sayılmayan dükkanların bulunduğu bu çarşıyı turlayabilirsiniz.
Liman
Turistik silüetin arka tarafında bir koy daha bulunuyor. Liman olarak uzayan bölüm boyunca da kafeler ve restoranlar bulabilirsiniz.
Şehir Parkı (Barış Akarsu Parkı)
Beldeyi gezerken içinizde inceden bir sızı hakim olacaktır. Bunu size daha net hatırlatacak yer de beldenin tam merkezinde, denizle meydan arasında konumlanan şehir parkı ve denize doğru bakan Barış Akarsu heykeli.
Turistik bir durum yaratmasa da, beldeyi (bence) halka tanıtan önemli isimlerden olması dolayısıyla ona olan minnet noktası yaratılmış diye umuyorum.
Parkın başında yer alan aile çay bahçeleri halkla turizmi birleştiren, aynı zamanda pahalı rant potansiyeli olmayan salaş bir yer olarak kalması keyifli olmuş. Özellikle akşamları dalga seslerine karşı çayınız içinizi iki kez ısıtacak.
Amasra Müzesi
Eskiden bahriye okulu olan, merkezde ve koyun hemen başında konumlanan taş bir binada ziyarete açık olan müzede ilçenin 3000 yıllık tarihinden izler görebilmektesiniz.
Müze 2 adet arkeolojik 2 adet etnografik olmak üzere toplam 4 sergi salonu bulunuyor. Bu salonlarda Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemine ait eserler bulunuyorken, bahçesinde de yakın tarihten eserler bulabilirsiniz.
6 TL'ye haftanın her günü 08:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık.
Yemek ve Konaklama
Eğer deniz özlemi çekiyor ve burası için az zaman ayırmışsanız, "gördüğümüz kar" diyerek koya sıfır oteller ve restoranları tercih edebilirsiniz. Biz her ikisini de yaptık.Şehirden özellikle gün batımını yakalamadan dönmemenizi öneririm. Yemeğinize eşsiz bir fon katacaktır.
Sevgiler!
Gokcen hanim merhaba,
YanıtlaSilHarika bir yazi olmus, ellerinize saglik.