Eşik değerlerimiz yükseldi.
Eskisi kadar şaşıramıyor, eskisi kadar önemseyemiyoruz.
Normalleştirmeye çalışıyor her şeyi aklımız, ruhumuz.
Kırılacak kadar ciddiye almıyoruz örneğin kimseyi
Sustuğumuzu sanıyorlar ya da haklı çıktıklarını.
Ona da tepki vermiyoruz.
Zira ne düşündüğüne de aldırmıyoruz.
Kendimizi anlatmaya çalışmıyoruz.
"Anlamadıysa kendi problemi" diye düşünüyoruz.
Eşik değerimiz yükseldiği için tepki veremiyoruz belki de.
Bu kadar aldırış etmiyor değildik oysa ki.
Sabrediyoruz demek ki sürekli
"Bunu da es geçelim" diyerek.
Onu da içimize atıyoruz.
Biriktirdiklerimizle sinir depomuzu dolduruyoruz.
Her sustuğumuzda, bir sabır çentiği daha atıyoruz.
Başkalarına sesimizi çıkarmamak için,
En çok önemsememiz gereken "kendimizi" yıpratıyoruz.
Hissizleştiriliyor, daha da suskunlaştırılıyoruz.
Kötü bir şey aslında bu. Başta kendimizden sonra etrafımızdan nefret etmemize neden oluyor. Korkuyorum bu gerilim patlayacak diye sonra. Tanıyamıyorum bu hallerimizi.. Eskilerin söylediği gibi, hey gidi günler hey...
YanıtlaSil