Şehirden kaçış günlüklerinde bu hafta kayak turu yapıyoruz. Üstelik Ankara'da yaşayanlar için neredeyse "şehrin içinde" denilebilecek bir mesafede.
Başlıktan da spoiler verdiğim üzere Elmadağ'dan bahsediyorum. Hem hafta sonu için farklı bir alternatif, hem de kayak işine yeni girişecekler için çok makul bir alıştırma alanı.
Aslında böyle turistik potansiyeli olan bir alanın neden bu kadar köhne kaldığı anlaşılır değil. Hem fazla tesis alternatifi yok, hem olan yerler bakımsız. Alanda ODTÜ, Ankara ve Hacettepe Üniversiteleri'ne ait küçük tesisler bulunuyor. İnternette Büyükşehir Belediyesi ile hukuki durumlardan dolayı yalnızca Hacettepe'nin tesisinin işletildiğini okuduğum için biz doğrudan oraya gittik. Ki güzergahta tüm yol tarifleri de burayı gösteriyor. Araç sticker'ınız varsa ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Aksi durumlar için giriş 10 TL.
İkea'nın yanından tabelaları takip ettiğinizde 15-20 dakikalık tek gidiş gelişli, dar sayılabilecek yolu takip ettiğinizde alana varıyorsunuz. Bu yüzden geç mi kaldık kaygısını fazla yaşamıyorsunuz. Ancak yoğun kar yağışı olduğu zamanlar buzlanma riskini göz önünde bulundurmakta fayda var.
Tesis neredeyse aile tesisi. Teyzeler amcalar küçük çocuklarını, torunlarını kaptığı gibi getirmiş kızaklarla kaydırmak için. En azından biz gittiğimizde öyleydi.
Tesiste kayak, snowboard, kızak için farklı pistler bulunmakta. Gerekli malzemelerin kiralanması için de çeşitli seçenekler bulunuyor. Alan içinde kiralama yapan birçok kişi var. İlk gördüğünüz kişiyle anlaşmadan önce piyasayı kolaçan etmenizi öneririm zira kayak alanının içine girene kadar fiyat oldukça düştü bizde.
Çok gelişmiş bir yer olmamakla beraber yeni başlayanlar için uygun fiyatlarla, sakin sayılabilecek pistlerde çalışabiliyorsunuz. Yani doğrudan profesyonel alanlarda başladığınızda tüm verdiğiniz ücretle ancak öğrenme sürecini dolduruyorsunuz. Tadını çıkarmaya başladığınızda süreniz çoktan dolmuş oluyor, öyle düşünün. =)
Ayrıca sobası yanan baraka kafelerde sucuk-ekmek gibi yiyecek alternatifleri bulabiliyorsunuz. Elmadağ'da mangal-sucuğun meşhur olduğunu sürekli duyduğum ve kendi teçhizatım olmadığından yapamadığım için memnun oldum açıkçası.
Burada salep tavsiye edilmişti ama tadı bizim denediğimiz pek iç açıcı değildi. Ama sobanın yanında sıcak bir şeyler içmek için mola vermek kesinlikle çok mantıklı. Zira bir süre sonra donmaya başlıyorsunuz yeteri kadar donanımlı giyinmemişseniz.
Gün sonunda şehre dönerken yol üstündeki köy fırınından taş fırın ekmeği alın, evde çay demleyerek içinizi ısıtın.