İçinden geçip gittiğiniz şehirlerin, turistik bir değeri olmadığını, turistik olmasa da görmeye ve tadını almaya değer olmadığı fikrine son zamanlarda karşıt bir durum sergiliyorum Uşak turundan da bildiğiniz üzere.
Benzer bir programla bu seferki keşif turu Bolu Gerede oldu.
Uzun yol mola noktalarından olan ilçenin, kenarından geçip gitmektense yapılabilecek daha detaylı işler olduğunu anlatacağım sizlere.
Belki doğrudan oraya Şehirden Kaçış turları bile makul olabilir. Hem yazın yaylalar ve piknik, hem de kışın kayak ve -bize göre- piknik için! =)
Bunun yanında merkezdeki tarihi yapıları da turlamadan devam etmeyin.
Gerede Tarihi
Öncelikle tarihinden ve "Anadolu'nun her yerinde kayda değer bir şeyler olmalı" tezimi destekleyecek bilgilerden başlamak isterim.
Bu bölgedeki ilk yerleşimi Bitinyalılar kurmuş, daha sonra da Frigyalılar, Likyalılar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar bölgeye hakim olmuşlar.
Keçi Kalesi diye bahsedeceğim bölgede Bizans yerleşimi bulunduğu biliniyormuş.
Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler'in Anadolu’ya gelmesiyle de Oğuz boyları yerleşmiş. Şu an Gerede'nin Kayı ile başlayan birçok köyünün bulunma sebebi de buymuş.
Gezilecek Yerler
1. Çalar Saat Kulesi
İlçe merkezinde minik bir yokuşun başında, Belediye Binası'nın da hemen yan tarafında kalmış olan Çalar Saat Kulesi 1882 yılında Ahmet Usta tarafından yaptırılmış.
Kare şeklinde inşa edilmiş kule ahşap kaplamalı. Cumhuriyet döneminde onarım görmüş saat şu an çalışmıyor maalesef.
2.Kiliseli Tüccarlar Hanı
Kiliseli Tüccarlar Hanı da merkedeki Kitirler Mahallesi’nde bulunuyor. Bizans döneminden kalma yapı 1800 yılından beri ayaktaymış.
İki katlı olarak inşa edilmiş ve kimi kısımları ahşap olduğunu okuduğum binanın heyecanla gittiğimde tadilatta olduğunu görmek beni biraz üzdü açıkçası.
Okuduklarıma göre ortasında üstü açık ve geniş bir avlu bulunuyormuş ve zemin kat zamanında hayvan barınağı ve dinlenme alanları olarak kullanılırken ikinci kat konaklamaya ayrılmış.
Pencerelerinden birinde haç işaretli bir kilit bulunduğu için kilise olarak kullanıldığı da düşünülmekteymiş.
Dere yatağına sıfır konumlanmış bina, zamanında kalenin çevresindeki açılmış hendekleri anımsattı bana.
Gerçek hikayesini bu yüzden biraz daha merak ettim.
3. Keçi Kalesi
İlçenin 5 kilometre kuzeyinde yer alan Keçi Kalesi'ne biz gitmedik ama hepimiz için not düşmek adına okuduğum birkaç bilgiyi ekliyorum.
İnşa tarihi tam olarak bilinmese de 7 ile 13’üncü yüzyıllar arasında bölgenin ilk yerleşimcileri olan Bitinyalılar tarafından yapıldığı düşünülen Keçi Kalesi, 1995 yılında restore edilmiş. Zamanın önemli ticaret yolu İpekyolu Bolu Gerede’den de geçiyormuş, Kale bu sebeple de önemli olmuş.
4. Deri Üretimi
Türkiye’de üretilen derinin %40’ı nın buradan çıktığını biliyor muydunuz? Ben hayır. KPSS çalışmışlar belki biliyordur. =)
İlçede 120 civarında olduğu söylenen deri üretim firması varmış. Tabakhane diye de sorabilirsiniz.
Bunlardan ayrı da 150 civarında kemer vb üretim yapan firma varmış ancak hafta sonu gittiğimiz için biz doğru yeri öğrenemedik. Halk da bu oluşumdan çok haberdar değil gibiydi sorduğumuz kadarıyla. =)
Dericiler bavul ticareti yolu ile Rusya, Ukrayna ve Bulgaristan başta olmak üzere deri ihraç ediyormuş. Burada üretilen derilerden yapılan ayakkabılar da İtalya, ABD ve Almanya’ya ihraç ediliyormuş.
5. Esentepe Mesire Yeri
Sonbahar zamanı olduğu için "tenha mıdır, açık mıdır, uzak mıdır" gibi çeşitli sorularımıza karşın oraya gitmiş olduğumuza gittikten sonra sevindik.
Hem şehir merkezine oldukça yakın (yaklaşık 1,5 km) hem de insan kalabalığını ve işletmeleri görünce buranın sürekli yaşayan bir yer olduğunu anladık.
Esentepe Mesire Yeri, 1300 metre yükseklikteki alan, şehri panoramik görebileceğiniz bir noktadan. Aynı zamanda burada BJK Dinlenme Tesisi olarak otel bulunduğu için civar daoldukça bakımlı.
Girişte bir iki işletme de bir şeyler içmek için bulunuyor. Bunun dışında genişçe orman alan ailelere piknik alanı olarak bırakılmış.
Biraz ileride sergilenen uçak ve arkasında futbol sahası da mesire alanına farklı misyonlar yüklemiş.
Burada okuduğuma göre çim kayağı, kışın kayak gibi imkanlar da mevcutmuş. Ama bölge tam olarak neresi konusunda net bir bilgi edinemedim.
Adını sürekli rüzgarlı olmasından alan Esentepe'ye adını Atatürk vermiş.
6. Arkut Dağı Kayak Merkezi
Esentepe Mesire Yeri'nden devam ederek birkaç km mesafede olan Kayak Merkezi de kış zamanı için sakladığım rotalardan.
Bu alanda çeşitli kış sporları ve kayak yapılabilen alanlar ve bir otel varmış. Ancak bu otel benim az önce bahsettiğim mi yerinde görmediğim için bilemiyorum.
Özellikleri, yeni başlayanlar için 900 metrelik pisti, Kayaklı koşu pisti 5 km imiş. Burada kış aylarında uluslararası kayak yarışmaları, yaz aylarında da dağ bisikleti yarışmaları oluyormuş.
7. Yaylalar
Burasını da maps üzerinden araştırdığımda çok fazla görüntü edinemedim ancak yine de merak etmiştim. Daha sonra şu turistik levhayı görünce merakım daha da arttı. Güzergah aynı olduğu için Esentepe, Arkut ve yaylalar kısımları tek seferde aradan çıkarılabilir.
Rota detayları güncellendiğinde paylaşacağım.
Takipte kalalım. =)