Midnight in Bucharest/Bükreş'te Geceyarısı! @BALKANLAR

Romanya'nın başkenti Bükreş'i gündüz yol telaşesi akabinde gezerkenki haliyle bıraksaydım, bu kadar aklımda kalır mıydı bilmiyorum.. Nikolay Çavuşesku hikayesiyle girdiğim şehre, yaptırdığı devasa adliye sarayı ile devam edince enerjim tükenmişti biraz açıkçası..

Araçla hızlı turladığım şehre akşam olduğunda ayağımla basmam gerekiyormuş meğer, gerçek dünyasını keşfetmek için... 

Çoğu komunizm döneminde yıkılmış olan tarihi binaların arasından şehrin içlerine daldığımızda, Odeon Tiyatro Binası önündeki Atatürk büstünü ziyaret ederek gururlandığımız, Romus ve Romulus heykeli önünde eğlendiğimiz, bambaşka binaların içlerinde bambaşka yıllara değindiğimiz bir gece oldu yaşadığımız...

Gecenin çökmesi ve ışıklandırmaların şehre farklı bir boyut katmasının etkisiyle masal alemimiz başlamış oldu...

Ruhumdaki Berk

Evet, bugünkü kararımız bu. Ruhumda bir berk var, benden ileri, benden içeri.!

Detaylarda Sakla, Detaylarda Ara @FASHION

Moda klasörü alıyorum araya. Aslında her kahvemizde, her seyahatimizde ve her işe gidişimizde bize eşlik eden detaylar onlar. Gökçen Gökyer Blog anlayışında öyledir en azından. Süslüyüm evet. İzmir ruhu bu, anlayamazlar.  =)

Sen de çok takılma o yüzden, kendi enerjini yükseltmek, karşındakini de motive eder. Bunu yalnızca sen ve ben bilsek de yeter. ;))

Instagram hesabından Gökçen Gökyer Blog aksesuar detayları...

Huzurunu da Al Gel, Geleceksen Eğer..

Şarabındasındır artık işin...

Hasadını toplamış, bağ bozumunu çoktan kutlamış, üretimini yapmışsındır...

Ürününü almaktadır sıra...

Arada bozukları da çıkmıştır hasadın, tadını kaçırması adına..

Ama sen onları da ayırmadan almışsındır karışımına...

Her birinin ayrı katacağı bir rahiya vardır zira...

Vardır o ekşi, tadı bozuğun da rolü o tatta...

Şatolar Bölgesi Transilvanya! @BALKANLAR

"Balkanlar" klasörünün "Romanya ve Bulgaristan" serisine abstract yazısından sonra, beni en çok heyecanlandıran ve seyahate çıkış sebebim olan bölüm ile başlıyorum: Transilvanya.!

Ne, Ayağımıza mı Geliyormuş?! @Beauty and the Beast

Müzikallerin benim için yeri her zaman başka olmuştur. Zira, müzikal zor bir iştir. Yalnızca müzik ya da yalnızca tiyatro değildir. İkisinin birbiriyle bütünleşmesi de, seyircide bir “müzikal” olduğu izlenimi oluşması da bir o kadar zor iştir benim anlayışımda. Yani, her “müzikal” denilen, “müzikal” niteliğinde değildir bana göre.

Hamburg’da okuduğum dönemde şehre “Lion King Müzikali” gelmişti örneğin. Sahnesi, şovu, dekoru, ambiansı ile belliydi şehre gerçekten bir müzikal gösterisinin geldiği. İzlenmeliydi…

Şimdi Türkiye’deyim ve yine aynı heyecanı yaşıyorum, zira şehre yine bir “müzikal” geliyordu:

Disney ile Broadway’in Ödüllü ve Orijinal Beauty & The Beast Müzikali!

"Gökçen Gökyer'in Gözünden" Köşesinde Bu Ay: Seğmenler Parkı @ÇAYYOLU LİFE DERGİSİ

Herkese merhaba,

Bu ay Çayyolu Life Dergisi "Gökçen Gökyer'in Gözünden" köşesinde Ankara var. 

Ankara'da yaşamayı kabullenmeye çalışan bir Ege insanının gözleminden bir yer: Seğmenler Parkı keşfim, sizlerle..

Belki hak verirsin, belki öğrenir sen de gelirsin diye...

Blogda Yeni Seyahat Klasörü: "@BALKANLAR" !!

Gökçen Gökyer Blog’un ‘Avrupa Güncesi’ ve ‘USA’ klasörlerine bir de ‘Balkanlar’ klasörü dahil oldu.

Geçtiğimiz Kurban Bayramı tatilinde "Yunanistan ve Makedonya" ile başlamıştım esasında bu klasöre çoktan. Bu sefer doğrudan ‘Balkanlar’ yazıları geleceği için yeni bir klasör altına girmeyi hak etti diye düşünüyorum. Klasör yeni alt başlıkları: "Romanya ve Bulgaristan".

Öncelikle, dilime Türkiye'den dolayarak götürdüğüm ve seyahat marşımız haline gelen şarkıyı fona koymak istiyorum: 

Bayram Gezmesi Sebebi

Gitmelere olan tutkum (bkz. "Gezi Abstract'ım"), ruhumdaki yol durumum (bkz. "Yol Durumum") hakkında zaman zaman yazarım, çoğu zaman anlatırım malum... Anlaşılmayı pek beklemem esasen, beni böyle kabullenmeni yeterli görürüm... 

Gitmeleri severim bulunduğum yerlerle bir problemim olmadan da... Gittikten sonra dönmeleri de severim çünkü aynı zamanda... Gittikten sonra dönmeyi özlemeyi; gitmenin tadını kaçıştan ziyade yeni keşifler olarak algılamayı isterim.