Arada bozmak lazım monotonluğu... Ya da monoton olmadığınızı hatırlatmanız lazım kendinize bazen, içinde olduğunuz videoya dışarıdan bir gözle bakarak... How I Met Your Mother dizisinde (hep de buradan örnek verir oldum) Ted'in bir lafı vardır hani "eğer her günü efsanevi bir şekilde yaşarsan, hiçbir efsaneliği kalmaz" diye... Aslında ben bu konuda hep Barney'den taraf olmuştum. Her günü efsanevi nitelikte yaşamak lazım, en azından öyle olması için çabalamak lazım ki, günlerin anlamı olsun diyerek...
Gelin görün ki, insan bir süre sonra gerçekten yaşadığı yoğunluğu, 'rutin' programlarını monoton görür oluyor, o günlerin değerini küçültüyor gözünde. Halbuki, düzenli programınız varsa, bu bir aktivitedir, değil mi nihayetinde? Ama işte 'düzenli' ya, 'rutin' ya, o yüzden monotonluk başlığı altına giriveriyor bir anda bilinçaltı oyunları olarak...
Üstelik bir de tüm bu aktiviteleri birer misyon edinip, görev bilinciyle yapmaya başlarsanız o zaman işiniz zor demektir. Zira, bir sefer aksatmaya görün, bir iç huzursuzluğudur alır gider sizi... Sanki yapmazsanız, birşeyler hep eksikmiş gibi...
Özgürlüğünüzü kısıtlayan birşey mi, yoksa özgür ruhunuzun birer göstergesi mi sayılır düzenli programlarınız, orası meçhul... Kimin açısından ve hangi açıyla baktığınıza göre değişir... Siz sürekli koşmaya alışmışsınızdır mesela, saçlarınızın sürekli dalgalanması sizin için alışılmış bir durumdur belki, ama yanından geçtiğiniz sakince oturan bir kişinin saçlarında birer rüzgar olmuşsunuzdur, farkında değilsinizdir.;)
Sevdiğiniz işleri, sadece sürekli ve düzenli yapıyor olmak bile insanı bazen sıkabiliyorsa, sorunun nerden ya da kimden kaynaklandığını bir oturup düşünmek lazım sanırım... Yoksa bugün bende olduğu gibi, içinde olduğunuz çerçeveyi, dışarıdan; geniş bir açıyla görme fırsatı yakaladıktan sonra ancak farkedebilmenizi sağlayabilir...
0 comments:
Yorum Gönder