Bu seferki röportajımı MAG Dergisi aracılığı ile yayınlıyorum. Aylık moda, magazin ve cemiyet haberlerinin yer aldığı MAG Dergisi Haziran sayısında yer alan Okan Bayülgen röportajı ve"Kadınlar ve Kuaförler" adlı sergisine ait fotoğraflar, aynı zamanda Gökçen Gökyer Blog okuyucularıyla...
Okan Bayülgen’in
Objektifinden Kareler
Herkesin yakından tanıdığı, ilgiyle takip ettiği ve çok yönlü kişiliğiyle birçok kişiyi kendisine hayran bırakan Okan Bayülgen ile keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Kadınların en çok vakit geçirdiği kuaförleri merak eden ve Schwarzkopf Professional ile birlikte hoş bir işbirliğine imza atan Okan Bayülgen kuaförlerde vakit geçiren kadınları fotoğrafladı ve çok hoş bir sergiye dönüştürdü. Biz de kendisinden “Kadınlar ve Kuaförler” adlı sergisi hakkında bilgiler aldık, Okan Bayülgen’in bilinmeyen yönlerini kendisine sorduk ve çok samimi cevaplar aldık...
"Hepimiz yaptığımız işle var oluruz."
Biz sizi farklı ve çok yönlü kişiliğinizle biliyoruz. Peki, sizden kendinizi anlatmanızı istesek bilinmeyen yönlerinizle ilgili bize neler söylersiniz?Hepimiz yaptığımız işle var oluruz. Çalışarak, kendimiz, çok yakın sevdiklerimiz, bizi sevenler… Mademki insanları eğlendirmek için, seslerini iletmek için, onlara bir ses iletmek için burada bulunuyoruz, dolayısı ile ben bu işlere yaradığımı düşünürüm. Bu işlerle görevli olduğumu düşünürüm. Bezen kitap okurum insanlara, bazen eğlenceli konuşmalar yaparım, bazen bilim adamlarını çağırır onlarla hoş beş ederim, bazen fotoğraf çekerim, bazen bir başka kimlikle heyecan yaratmaya çalışırım.Birçok önemli projeye imza attınız. Adınızı hep ilk sıralarda tuttunuz. Peki, fotoğrafçılığa olan merakınızı ne zaman keşfettiniz?Ben 16 yaşımda da fotoğraf çekiyordum şimdi 49 yaşındayım yine fotoğraf çekiyorum. Ama fotoğrafa profesyonel olarak tekrar girişim televizyondan, tiyatrodan, sinemadan fırsat kaldığı kadar oldu. Şimdi diğer becerilerimin, iş alanlarımın arasında bunu da tutuyorum.
Çok uzun zamandır profesyonel olarak fotoğrafçılık yapıyorsunuz. Schwarzkopf Professional’ın ürünleri kullanılan kuaför salonlarında da özel çekimler gerçekleştirdiniz. Kusursuz bir görünüm sağlamak isteyen kadınları fotoğrafladınız. Bu proje nasıl ortaya çıktı?
Ben bugüne kadar kozmetik alanında, moda alanında vs. birçok fotoğraf çektim ve çoğunlukla ajanslar ve firmalarla ilişki içerisindeyim. Birçoğuyla yılda birkaç kez toplanıp geleceğe yönelik neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Eczacıbaşı Schwarzkopf Professional ile bir araya geldiğimde de onlar benimle bir ortak çalışma arayışı içerisindeydiler. Ben de kadınların kuaförde zaman geçirirken bakım yaptırırken ve değişik bir “look” arayışı içerisinde var olanla yetinmezken bu profesyonel hizmet alanında ne yaptıklarını bunca yıldır anlamıyordum ve merak ediyordum. Eşimden de bildiğim ve karışamadığım gibi kadınlar kuaförlerde saatler geçirilebiliyor. Çoğunlukla sinemalarda gördüğümüz gibi değil. Yani kadınlar kuaförlere gelirler, kuaförlerle laubali ilişkiler içerisinde olurlar ve orada hep beraber dedikodu yaparlar… Böyle bir şey görmüyordum. Ben de saçlarımı boyattığım için 10 yıldan fazla bir zamandır unisex ya da kadın kuaförlerine devamlı gidiyorum ve orada çok ciddi bir laboratuvar çalışması izliyorum. Hatta bir sessizlik, ağırlık, memnun ve memnuniyetsiz kadınlar görüyorum. Ben 10 dakikada daralır ve oradan kurtulmak isterken onlar bana korku tüneli gibi gelen bu mekanlarda uzun saatler geçirebiliyorlar. Neticede orada ne olduğunun peşindeydim. Yalnızca orada aynaya fırlatılan “Tamamdır bu iş” bakışı, kuaföre gülümseyerek çakılan “Tamamdır oldu bu iş” selamı bu fotoğraflarda yer aldı sanıyorum ki…
“Kadınlar ve Kuaförler” adlı serginizden bahsedelim biraz da... Nasıl buldunuz kuaförleri?
Schwarzkopf Professional ekibi, beni ve birçok kuaförü İstanbul’da ağırlayarak bir araya getirdi ve bir yemek ortamında onlarla konuştuk. Ben onlara yapmak istediğim şeyi anlattım. Mersin’den, Bursa’dan, Edirne’den, Ankara’dan gelen kuaförler vardı. Keza İstanbul’dan da aynı şekilde… Onlar beni canı gönülden ağırlamak derdindeydiler bense kuaförlere gittiğimde bir an önce işe girişmek, kendimi mümkünse kuaför salonu içinde yok etmek ve doğal olanı kaydedebilmek derdindeydim. Elbette kolay değil böyle bir adamı kuaför salonunda yok etmek. Herkes tanıyor çünkü... İnsanlar beraber fotoğraf çektirmek istiyorlar ya da sohbet etmek istiyorlar. Sonuçta biraz despotça ve ciddi bir şekilde kuaför salonuna girdim ama çıkışım yemekler, içmekler beraber fotoğraf çektirmeler şeklinde oluştu.
"Kadın nasıl istiyorsa öyle görünür."Kadınlar ve Kuaförler sergisi nerelerde sergilenecek?
Kadınlar ve Kuaförler sergisi, Kanyon Alışveriş Merkezi ile başladı 31 Mayıs’a kadar orada ve daha sonra birçok yerde olacak. Ben de sergiye gidip başında duracağım. Haziran ayında da Ankara’daki Panora Alışveriş Merkezi’nde sergilenmeye başlayacak...
Fotoğraf çekmek sizi rahatlatan bir durum mu? Fotoğraf çekmek size neyi ifade ediyor?Peki, sizin için güzellik ne demek?
Bu soruyu güzel kadın açısından yanıtlamak istiyorum. Bana göre güzel kadın, kendi “look”unu bulmuş olan kadındır. Kaşının, gözünün, burnunun, bacağının, boyunun posunun şöyle ya da böyle, şişirme dünya medyası tarafından kendisine önerilen bir göz rengi, dudak rengi, maskara şekli, kıyafet rengi olması gerekmiyor. Kendisi olabilmiş olan kadın, kendi ruhunu yansıtan kadın hem çok alımlı hem çok seksi hem çok kibar hem çok entelektüel… Siz ne derseniz deyin kadın nasıl istiyorsa öyle görünür. Tek mesele çelişkileri olmasın.
Fotoğrafçılık benim için iş olarak başlayıp hobiye dönüştü. Sonra hobiden tekrar işe dönüştü. Bazen bundan çok para kazanıyorum, bazen hiç vakit ayıramıyorum. Ama iyi projeleri, bana gelen iyi teklifleri hem bir yenilik yapmak, kendimi yenilemek hem de tabii ki para kazanmak için düşünüyorum. Fotoğrafçılığın da saygı değer bir meslek olduğunu düşünelim. Fotoğrafçılık saygısını düşüren, azaltan Türkiye’deki benim de hocalarım sayabileceğim önemli profesyonellerin, bugün yeteri kadar saygı görmemesine sebep olan şeylerden biri olan dijitalden yırtabilsek fotoğrafçılığı bir meslek olarak kabul edeceğiz.
Nasıl/ne tarz fotoğraflar çekmekten hoşlanıyorsunuz?
İnsan fotoğrafı da çekiyorum içinde insan olmayan fotoğraf da... Üzerine abanılmış ve insana birkaç dakika baktığında tiksinti veren ama ilk bakışta şok edici fotoğraflar yaratmıyorum. Analog yöntemler kullanarak uzun uzun bakmalık ve çözmelik, sıradan görünümlü derin fotoğraflar çekmeye çalışıyorum. Yani duvarınıza asınız ve bütün ruhunuz onda bir üç kağıt olmadan, o üç kağıtsız şeyi alsın ve içsin. Bazen kimi perspektif, geometrik, ışığın kimi duvarlarda, kapılarda oynadığı oyunlar, sisin, yağmurun, ağaçların oynadığı oyunlar, insanı duygu olarak coşturur ya da kesin bir umutsuzluğa gömer. Çevrenin, “ölü doğa”nın bize verdiği kimi insani duygular da vardır. Bir dağ yükselişi, bir çukur nasıl düşüşü ifade ediyorsa, karmaşık şekiller depresyonu, bir Japon bahçesi duruluğu ifade ediyorsa, kimi gölgeler nesnelerin ağırlıklarını ifade ediyor, kimi renkler kompozisyon içerisinde belli noktalara altın kesim açısından yerleştirildiğinde çarpıcı, kimileri dinlendirici oluyorsa, siz her zaman insan dışı nesnelerle ya da kimi görsellerle insani duyguları ifade edebilirsiniz.
Röportaj için başta MAG Dergisi olmak üzere Birge Uzan'a çok teşekkürler!
merhaba Ankaralı bir blogger olduğunuzu tesadüfen gördüm bende Ankaralı yemek bloggerlarına yönelik 2-3 organizasyon yaptım bloggerlara yönelik organizasyonlar için haberleşelim facebookta ankaralı bloggerlar gruplarına katılırsanız http://www.facebook.com/groups/Ankaraliyemekbloggerlari/ ve http://www.facebook.com/groups/502354416473451/ her iki gruptada karışık her tür blog yazan kişiler var sevgiler
YanıtlaSilBu fotoğrafları Kanyon AVM sergisinde gidip görmüştüm güzel bir çalışma:)
YanıtlaSil