Times Meydanı @UPLIFERS

Bu hafta sonu turumuz New York. 

Dünyanın küresel merkezinin kalbinin attığı yer olan Times Meydanı'nda turluyoruz. 


Dünyanın kalbinin attığı yer: Times Square


Ah Nerede Vah Nerede

Gülse Birsel geçen köşesinde "elit olmak"tan bahsetmiş. Elit olabilmenin adabından.

Evet, son günlerde kendimi güncel konulara verdim. Gündeme değil de, güncel konulara.

İnsanın bünyesi bir yerden sonra artık isyan ediyor. Biraz da bilim, biraz da entelüktüellik derdine düşebilmeyi arzuluyor. Tıpkı bir zamanlar, ucunu bucağını tutamadığın gündemler olmadan yaşandığı zamanlarki gibi. Daha niteliksel şeyleri sorgulamak istiyor insan yani.

Elit olmak mesela. Gülse Birsel'in yazdığı gibi. Altı nasıl boşaltıldı, nasıl farklı dolduruldu kelimenin, "insan hayret ediyor".

Eskiden elitlik, başarılı olmuşsan, gerçekten başarabildiğin içindi örneğin. Kendi bileğinin hakkıyla, kendi çabanla bir yerlere gelebildiğin içindi. Asla paran veya arkan sağlam olduğu için ulaşabildiğin bir seviye değildi. 

Laik düşünebildiğin içindi ya da. Kimseye ön yargılı yaklaşmadan, kimseyi aşağı görmeden, kadın-erkek diye ayırmadan "insan" olarak görebildiğin içindi karşındakini.

Koluna pahalı çanta takabildiğin için değildi. Saçları sarıya boyatmak, ağzı yayarak konuşabilmek de değildi.

Elitlik özenilecek bir şeydi yani...

Asalet gerekirdi, itibar sahibi olabilmekti. Tam da Gülse Birsel'in dediği gibi.

Fen liseleri, Anadolu liselerine kazanarak girebildiğin içindi.

Dünyaca ünlü olmak bile emek isterdi.

Yalnızca kendini sergilemek yeterli değildi. Ya şarkı söylemen gerekirdi ya da başarılı oyunculuk sergilemen...

Bir grup kardeşin vücudunu botoksla şişirdiği için tüm dünyanın magazin gündemini ele geçirmesi değildi.

Kalite vardı demem o ki.

Zenginsen bile belirli bir eğitim düzeyin ve sosyal sorumluluk çabaların olduğu içindi.

Bu kadar haksız kazançlar elde etmek, bir diğerinin paspasını çekerek kendi ayaklarını silmek değildi.

Elit olunmak özenilecek bir terimdi diyorum ya...

Birçok değerin altı boşaltılmadan önce, gerçek kelime anlamlarıyla kullanıldığı dönemlerdeydi.

Nerede kaldı o günler sahi?



Dünyası Dar Gelenlere!

Dünya dar diyenler için mucize haber: artık bir uzay ülkemiz varmış. Asgardia!

Ülkemiz demek için henüz erken tabi. Önce vatandaşlık başvurusunda bulunmak gerekiyormuş. Bunun için ise yapılacaklar basit, başvuru formunu doldurarak ad, soyad, milliyet girmek yeterliymiş.

Gerçi devlet kurulmuş kurulmasına da, daha uzayda yer kaplamaya başlamamış. Önce diplomasi. Bambaşka yasalar, bambaşka kurallar, bambaşka amaçların belirlenmesi filan.

Devletin kendisi gelecek yıl var oluşuna başlıyormuş. Nasıl mı?

Uzaya fırlatılacak bir uydu ile. İşte o uydu devlet bizim olacakmış. Gitmesek de, kalmasak da...

Kalmak derken, tabi daha da gelecek için bu tür planlar mevcut.İnsanların yaşayabileceği bir uzay istasyonunun da yörüngeye oturtulması hedefler dahilindeymiş. Tarihin belirlenmesinin en büyük kıstası maddiyat.

Bir nevi "interstellar" kurgusu aslında. Yeni ülke arayışlarında çözümü "kendi ülkeni kendin yap" fikrinde bulmuş olanı. Tabi bizimki çaresizlikten omaz da, yeni arayışlar sınırıyla kalır umudundayım.

Evet ne diyorduk? 

Ülke vatandaşlığı için kayıtlar çoktan başlamış. Bilin bakalım ilk üçte kim var? 

Türkiye! 

Aslına birinci sırada Çin, ikinci sırada ABD ve üçüncü sırada biz varız. Ama yüzdelik olarak ülke bazına indireyecek olursak tabi ki bayrak flama bizdeymiş!

Şaşırdık mı?

Aslında pek değil...

Fikr-i firar arayışlarına biraz umut tohumlarını serpmek adına bir nevi "e şıkkı" işte. 

Üstelik 100.000 nüfusu aşıldığında Birleşmiş Milletler'den devlet statüsü başvurusu da yapılabilecekmiş.

Biraz da dünya insanı olalım, değil mi azizim?

Uzay çağında olduğumuzu az biraz hatırlayalım, azcık da kafamızı bilime, insanlığın gelişimine yoralım.

Biraz da geçmişe çapa atarak değil, geleceğin ufkuna yelken açarak yaşayalım.

Az biraz da 2000'li yılların farkındalığını yaşayalım.

Yanlış mıyım azizim?


21-22 Ekim Meteor Yağmuru

Meteor yağmuru varmış bu iki gece.

Gökyüzünden keyif almasını bilene.

Yerde bulamadığımızı gökte aramaya devam etmek için izlemek gerekebilir.

Sonuçta her yıldız kaydığında dilek tutulmuyor mu?

Gerçekleşir, gerçekleşmez, o ayrı.

Niyet önemli neticede.

"Evrene olumlu enerjiler göndermek" ya hani asıl mesele.

Biraz huzur, biraz dinginlik de iyi gelir belki.

Küçükken sırf meteor yağmurlarını izlemek için teraslarda sabahladığımız, sohbetlerin dibine düştüğümüz günlerin hatrına.

Basit hayatlarda, basit düşünmeye...

Her şeyi kontrol altına alma isteğimizi boşvermek adına.

Biraz özgür düşünmek, biraz nefes almak maksadıyla.

Biraz da dünyaya başka açısıyla bakmamız gerekebilir.

Orion meteor yağmuru, gece 2 itibarı ile daha net seyredilebilirmiş.

Bilginize.



Hiç Bu Açıdan Bakmış mıydınız?

Denizin sakinleştirici etkisi lazım...

Sabah gün doğmadan evvel yaydığı huzuru seyre dalmak lazım...

Temiz havaya kattığı iyotlu aromasını koklamak, içe çekmek lazım...

Mavinin kaç farklı ton alabileceğini, her mevsim, günün her saati ayrı ayrı gözlemlemek lazım...

Dalgaların kıyıda yarattığı köpüklerin nasıl söndüğünü, bir diğer dalga ile nasıl tazelendiğini izlemek lazım...

Bazense yalnızca gözü kapatıp bu sese kulak vermek lazım...

Ayaklarını soktuğunda ısısını merak etme heyecanını es geçmemek lazım...

Daha sonra her nasıl olursa olsun umursamadan ilerlemek, bir an evvel kulaç atma isteğini tüm hücrelerinde duymak lazım...

Her kulaçla kasları hissetmek, kıyıdan her bir kulaçla daha da uzaklaşmış olmayı boşvermek lazım...

Bazen memlekete en çok da bu hisleri tazelemek için gitmek lazım...







Bukalemun

Özünde düşünceli bir insansındır da, fazla bencillikler karşısında yeterli değildir, 

Eli açık birisindir de, çıkar ilişkileri yıldırabilir,

Hak yemezsin de, bazen hakkını korumak için mücadele etmen gerekebilir,

Kimse incinmesin isteyerek konuşursun da, karşındakiler aşırı çirkef olabilir,

Aslında sabırlısındır da, sabrın taşıma kapasitelidir, 

Mütevazı olmaya çalışırsın da, egosu önden giden insanlar bu durumu değiştirebilir,

Samimi, içtensindir de, aşırı yapmacıklar senin için kocaman birer "cicim"dir,

Trafikte hiçbir araca yol vermekte sakınca duymazsın da, kendini uyanık sananlar "selektör"  hak edebilir,

Sen aslında hiç değişmemişsindir de, bazen farklı görünmen gerekebilir.

Zira, yaşam bazen bukalemun olman gerektiğini öğretir.


Laktozsuz Süt ve Laktozsuz Ürünler Hakkında Her Şey

Laktoz nedir? 
Süt ve süt ürünlerinin içinde bulunan doğal süt şekeridir.

Laktoz intoleransı nedir? 
Laktozun sindirilmesi için laktaz enzimi gerekir. Eğer vücutta yeterli miktarda laktaz enzimi bulunmuyorsa, laktoz intoleransı var demektir.

Laktoz İntolerans belirtileri nelerdir?
Laktoz intoleransı sütün içindeki laktozun sindirilemediği durumlarda ortaya çıkar. Süt içince karın şişkinliği, karın ağrısı, gaz, mide bulantısı görülebilir. Bu tarz sorunlarınız varsa süt ve süt ürünleri tüketmekten vazgeçmek yerine Laktozsuz Süt’ü tüketebilirsiniz. Belirtilerin şiddeti tüketilen laktoza ve kişinin ne kadar laktozu tolere edebildiğine göre değişir. Belirtiler süt ve sütlü ürünlerin tüketimini takiben yarım saat ile 2 saat arası sonrasında kendini göstermeye başlar. Süt içerdiği kalsiyum, protein, yağlar, vitaminler ve mineraller açısından temel besin gruplarındandır.
Yaşam boyu sağlıklı olmak için her yaş döneminde ihtiyacınız olan türde ve miktarda süt içmeniz gerekmektedir.

Laktoz intoleransınız varsa ne yapabilirsiniz?
Laktozu azaltılmış veya laktozsuz süt ve süt ürünleri tüketebilirsiniz.

Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt nasıl üretilir?
Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt, sütün içindeki laktozun laktaz enzimi ile parçalanması sonucu elde edilir. Laktaz enzimi katkı maddesi ya da koruyucu değildir. Ürünün prosesi sırasında görevini yerine getirip, son aşamada aktivitesini yitirerek ürünün içerisinde kalmaz.

Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt Neden daha tatlıdır?
Laktozun glikoz ve galaktoza parçalanması nedeniyle, standart süt ve yoğurttan daha tatlı hissedilen ürünlerdir. Hissedilen tatlılık doğal şekerlerdendir, ilave şeker içermez.

Laktozsuz süt sizin için uygun mu?
Laktozsuz süt, sütteki laktozu sindiremeyen ve süt içince şişkinlik, ağrı, gaz ve bulantı sıkıntılarını yaşadığı için süt tüketemeyen kişilerin rahat şekilde süt içmelerini ve sütün besin değerlerinden faydalanmalarını sağlamaya yardımcı olur.

Neden Laktozsuz Yoğurt tüketmelisiniz?
Laktozsuz Yoğurt, laktoz intoleransına karşı hem sağlık faydası sağlamakta, hem de tatlılık derecesinin yüksek hissedilmesi nedeniyle şeker kullanılması gereken ürünlerde şeker azaltmaya imkan tanımaktadır. Bu nedenle ara öğün olarak sade ya da müsli karışımı gibi bir alternatifle tüketilmeye çok uygundur, hissedilen tatlılık doğal şekerlerdendir, ilave şeker içermez. Ayrıca, 100 g laktozsuz yoğurt günlük kalsiyum ihtiyacının %23’ünü karşılamaktadır.

Laktozsuz süt ve yoğurt tüketmenin zararı var mıdır?
Laktozsuz süt ve yoğurt tüketmenin hiçbir zararı bulunmamaktadır.
Pınar Denge Laktozsuz Süt ve Yoğurt hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 



Bir boomads advertorial içeriğidir.

Eksildik

Bazı insanlar ölümsüzleştirilmeli.

Salt yapıtlarıyla, ardında bıraktıklarıyla değil, bizzat bedenen de her daim yaşayabilmeli bazıları.

Atatürk örneğin... Neden öldüğünü halen anlayabilmiş değilim. Toplumun bu kadar ihtiyacı varken, insanlık tam toparlanmaya başlamışken gitmesi hiç akıl karı gelmemiştir.

Bunlara bir yenisi de geçtiğimiz hafta eklendi.

Ankara'ya geldikten sonra tanıştığımız, "alaylı babam" tabirine kendisiyle mutabık kaldığımız, hayatını insanlığa gerçek anlamda katkıda bulunmaya adamış biri olan ODTÜ Mezunları Derneği Başkanı Çok Sevgili Himmet Şahin aramızdan ayrıldı.

Yine bir "toplumun bu kadar ihtiyacı varken ve insanlık toparlanmaya çalışırken" zamanda...

Evet, belki yaptıkları onu çoktan ölümsüzleştirmişti, toplum için önemli bir "rol model" olarak akıllarda çoktan yer edinmişti...

Ne var ki, her baba yiğidin harcı değildir öyle her taşın altına düşünmeden elin konulabilmesi...

Her baba yiğidin harcı değildir öyle elde edilmiş başarıların yıllar boyu sürüdürülmesi, gözü kapalı "varım" nidalarıyla göğsün siper edilmesi...

Ve her baba yiğidin harcı değildir öyle  hem çağdaş, hem demokratik, hem özgür düşünülebilmesi, düşünülse de icrasının yapılabilmesi...

Kolay değildir demem o ki, hem mavi, çakır gözlerle keskin, çevik bakarken, hem babacan gülümsemeyle içtenliğin daimileştirilmesi...

Onurlu duruştan ne olursa olsun taviz verilmemesi, 

Ve bir gece sessizce mütevazılığı koruyarak çekip gitmesi...

Hiç kolay değil diyorum ya, böyle bir eksikliğin hissedilmemesi...



Geçmiş Himmet Şahin röportajlarımız için:


Elle Dergi ile Astroloji Gündemi

Elle Dergi, Astro bölümündeki günlük burç yorumları ile gününüzü anlatıyor.

Moda severlerin merakla takip ettiği Elle Dergi, astroloji yorumlarıyla da iddiasını ortaya koyuyor. Astroloji bir yol atlasıdır ve yıldızların yer olayları üzerindeki etkisini yorumlamakla beraber, bu etkileri göz önünde tutarak gerçekleşmesi muhtemel olaylar üzerine yorumlarda bulunur. Elle Dergi, Astro başlığı adı altında genel, yıllık, aylık, haftalık burç yorumlarınızın yanı sıra nokta atışı günlük burcunuza dair yorumlarıyla da siz astroloji meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor.

Zodyak sisteminde bulunan 12 burç içinde gezegenlerin gökyüzü hareketleri incelenerek günlük burç yorumları yapılmaktadır. Yaşanması muhtemel olaylar üzerinden çıkarımlarda bulunarak yapılan yorumlar, burçların özelliklerine göre insanların hayatlarına yansımaktadır. Günün yaşanacak ruh halinin özeti niteliğinde yorumları Elle Dergi Astro bölümünde günlük burç yorumlarınızda bulabilirsiniz. Astroloji üzerine kendi içinde bir alan açarak, uzman astrolog yorumlarına yer veren Elle Dergi, günlük burç yorumunuzu da paylaşarak, kendi yönünüzü bulmanız konusunda hem eğlenceli hem de bilinçlendirici yorumlarıyla gününüze eşlik ediyor.  Astroloji üzerine yapılan birçok yorumun aksine kaliteli içerik paylaşımıyla farkını ortaya koyan ve rakiplerinden bir adım önde olan Elle Dergi, son zamanlarda herkesin ilgisini çeken günlük burç yorumlarıyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Kişilik analizinde burçların öneminin büyük olmasının yanı sıra, günlük rutin hayatınızın da akışına etki ederek günü henüz başlamadan değerlendirmenize yardımcı oluyor.


Günün kalitesini belirlemek adına günlük burç yorumlarını okumadan güne başlamak istemeyen herkesin en doğru adresi olan Elle Dergi farkıyla kendinizi bulabilir, etrafınızdaki insanların davranışlarını yorumlayabilirsiniz. Burç yorumlarının kişilerin doğum tarihinden ibaret olmadığını, gezegenlerin hareketlerini de yorumlayarak günlük burç yorumlarına yansıtan Elle Dergi, burç yorumlarını okumadan güne başlamak istemeyenler için gün sonunda ‘Beni anlatmış.’ diyeceğiniz tespitleriyle şaşırmanıza neden olacaktır. Ayrıca günlük burcunuzda sosyal, iş ve aşk hayatınıza dair yer alan ipuçları yönünüzü tayin etmeniz konusunda size yol gösterici niteliğindedir. Günlük burcunuza dair en net, eğlenceli ve kaliteli yorumları Elle Dergi Astro bölümünde bulabilir, ayrıca en belirgin özelliklerinize dair bilgi edinebilirsiniz.




More

Bu Blogda Ara

Translate

Archive

Recent Posts

Popular Posts

Top 10 Articles

Featured Posts

Most Trending

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı