Batum'un "Yeme" Kültürü @HürriyetBumerang



Batum'dan döneli neredeyse bir ay olacak aslında, ama yazılacak o kadar konu olunca, insan aklındakileri zaman içinde de olsa derlemek ve arşivlemek istiyor...

Bunlardan birisi de Gürcistan'ın bize ilginç ve bir o kadar da eğlenceli gelen "Tamadalık" kültürü... İşin bir diğer ilginç yanı da, bu alışık olmadığımız kültüre, yine bilinenin dışında olan bir mekanda tanıklık etmiş olmamız. Her şekilde farklı bir deneyim oldu kısacası bize o akşam...


Gürcistan'da "fast food" anlayışı neredeyse yok. Bunun yerini alan uzun süreli sofralar (gerçekten uzun; 24 saat sürmüşlüğü olmuş), eş dostla şenlenen birer ritüel niteliğini almış.

Siz yemek yemeye aperatiflerle başlıyorsunuz, gerisini tamadanıza ve diğer servis yapan arkadaşlara bırakıyorsunuz. Zira yemek boyunca, masanız  bitmek bilmeyen lezzetlerle donatılıyor ve kadehinizdeki şarabın asla yarısından aşağı inmesine fırsat verilmiyor. Bir tek, "Gaumarcos!" deyip kadehlerinizi kaldırır ve  fondip yaparsanız bu mümkün oluyor -tabi o da kadehinizin masaya bırakıldığı ana kadar!- =)

Tuz Peelingi @BAKIM

Tuz Gölü'nde satışı yapılan tuz peelingini  deneyince geçen hafta, "biz bunu da yaparız!" dedik annemle. =)
Biz tuz olarak Tuz Gölü tuzunu tercih ettik, ama aktarlarda bulabileceğiniz Lut Gölü tuzu veya -bence- kaya tuzu ile de yapılabilir.

Tuz Peelingi

Malzemeler
Küçük bir kase tuz
1-2 yemek kaşığı zeytinyağı
veya
aromatik yağ

Hazırlanışı
Malzemeleri karıştırıyorsunuz ve peelinginiz hazır!

Kullanımı
 Karışımdan bir tutam alarak 1-2 dakika elinize uyguluyorsunuz. Daha sonra suda durulayıp kuruluyorsunuz. Ardından elinize nemlendirici de sürerek yumuşaklığı maksimize edebilirsiniz.


Tuz Gölü Tuzu


Yağlı karışım

Oldukça ekonomik ve verimli bir uygulama. Biz etkisini gördük, tavsiye edilir;)

Times Square @USA

Hayatımda en çok gidip görmek istediğim yerdi New York ve Times Square. O yüzden de meydanın bulunduğu metro durağına geldiğimde kalp çarpıntılarım epey bir arttı az sonra göreceklerim üzerine... Alana çıktığımızda henüz gündüzdü, asıl hengame daha başlamamıştı. Ona rağmen, ışıltılı devasa reklam panoları ve binlerce insanın bulunduğu, yüzlerce sarı taksinin peş peşe konvoy oluşturduğu bu uzun cadde ve büyük meydan oldukça göz alıcıydı.














Havayı karartana kadar diğer yerleri gezip meydana tekrar döndüğümüzde ise alan bambaşka bir hal almıştı... Şıkırtılı insanlar, üzerinde renkli videoların oynadığı dev panolar, farlarıyla caddeyi sanki hiç yeterince ihtişamı yokmuşçasına aydınlatan arabalar... Tam anlamıyla büyüleyiciydi.

O zaman diyorsunuz kendi kendinize "Sanırım şuan gerçekten de dünyanın merkezindeyim..."







Herşey gösterişli olacak ya, M&M's binasına girdik daha sonra... Yok böyle bir şekerleme çılgınlığı! Yüzlerce insan ellerinde poşet, dev şekerleme kaplarından dilediğince, rengarenk dolduruyor içlerini... Pencereden caddeye bakıyoruz, orda da her yer  curcuna; renkler, insanlar, arabalar, gürültüler...

İşin ilginç yanı da, öyle cezbedici bir ambians ki dışarsı, kendinizi o kalabalığa bırakmak, akıntıya kapılıp gitmek istiyorsunuz bir an önce ...






İnsanların toplandığı kırmızı merdivenlerin bulunduğu alanda ise sizi bir süpriz karşılıyor. Bir anda yanda bulunan dev ekranda bulunduğunuz kalabalık beliriyor. İçinden kendinizi seçmeye çalışırken bir de yarışma başlıyor üzerinde sizi de içine davet eden. Adım başı wireless olduğu için hemen internetlerinize yumulup twittera giriyorsunuz, sonra da eğlenceli oyuna dahil oluyorsunuz bu şekilde.





Çok ilginç bir dünyaya sahip bu şehir; meydanıyla, caddeleriyle, hayat tarzıyla... Daha yazılacak o kadar çok şeyi var ki...




Nachos @MUTFAK

Boston'da "burada meşhur" denmesi üzerine yediğim nachos, tabi ki de "biz bunu evde yaparız!" iddiamla sona erdi! =)
İnternette çeşitli malzemelerle yapılmış alternatifleri mevcut, ama ben kendi denediğimi gözlemlediğim haliyle listelemek istedim. Arkadaş toplantılarında "ha deyip hazırlanabilecek" pratik bir aperatif. =)

Nachos


Malzemeler
1 paket Doritos
1 adet domates
1 adet soğan
1-2 diş sarımsak
2-3 adet dilimlenmiş biber turşusu
3-4 kaşık dilimlenmiş siyah zeytin
Cheddar/Kaşar peyniri
Zeytinyağı/Tereyağı

Hazırlanışı
Cipsleri fırına dayanıklı bir cam kaba doldurup üzerine küp küp doğranmış domates ve soğanları, ince kıyılmış sarımsağı, dilimlenmiş turşu ve zeytinleri ilave ediyoruz. En üzerine rendelenmiş kaşar ya da ince doğranmış cheddarı ve biraz yağ gezdirip mikrodalgada veya fırında 10 dk kadar peynirler eriyene dek pişiriyoruz. 

PS. Nachosu salsa sos veya ketçap/mayonez benzeri soslarla birlikte yemek tercihler arasında. Biranın yanında da güzel gittiği deneyimlenmiştir. ;)



Afiyet olsun!


Batum Botanik Bahçesi @HürriyetBumerang


Dünya'nın 2. büyük botanik bahçesi olduğunu öğrendiğimiz bu dev park, içine girdiğimiz an itibariyle bizi nerede, kiminle ve neden olduğumuzu unutturdu. Doğanın sesleri ilginç bir şekilde sakinliği ve enerjik doğal melodileri birlikte barındırıyordu içinde. Dağların bir yamacına çarpan dalgalar, bir diğer yamacında çağlayan akarsu, dallarda konuşan kuşlar ve rüzgarda sallanan yapraklar çıkardıkları seslerle öyle  kusursuz bir uyum sağlıyordu ki, Nino 3 saniyelik bizi durdurup bu sese odakladığında hiçbirimiz sessizliği bozmaya cesaret edemedik bir an... E bir de buna denizden gelen iyot kokusu ile birleşen, dev ağaçların maksimize ettiği havadaki oksijeni düşünün... İşte böyle bir yer Batum'un botanik bahçesi...




Bu subjektif değerlerin yanında bir de nesnel veriler tabi... Batum Botanik Bahçesi, 1880'lerde yapılmaya başlanmış ve 1912'de resmi olarak açılmış. Yaklaşık 112 hektarlık bir alanı kaplamakta. Zamanında bölgenin ikliminden çok etkilenen şef bahçıvan,  Rus botanikçi Andrey Nikolayeviç Krasnov ve kardeşi ile birlikte Fransa'dan getirttiği bitkilerle Fransız ve Gürcü iki bahçe uzmanı ve dekoratöre tasarlatmış. Bilimsel araştırma desteği alan park, Sovyet döneminde daha da genişlemiş. 

Alanda 5000'den fazla tür bulunmakta. Bitkileri geldikleri yere göre bölüm bölüm görebilmek mümkün. Bölümlerin arasında Kafkasya, Asya, Yeni Zelanda, Amerika, Himalayalar, Meksika, Avustralya ve Akdeniz gibi yörelere özgü bitki türleri yer almakta.

Parkta aynı zamanda bitki tanıtımı, çiçekçilik, bitki fizyolojisi, biyokimya ve botanik alanlarında çeşitli bilimsel araştırmalar da yapılmaktaymış.





Nilüferler ve yapraklarının üzerini mesken tutmuş kaplumbağa ve minik kurbağaları da görmeden geçmeyin derim... =)




Parkta ilgimizi çeken bir husus, alanın içinde yer alan evlerin, içinde de günlük yaşamına devam eden sakinlerin bulunması oldu...

Ve ilgimizi çeken bir diğer husus ise, zamanında devrilmiş fakat yine de azimle büyümeye devam etmiş, hatta gövdesinden yeni ağaçlar oluşturmuş bu dev ağaç oldu. Turistlerin de fotoğraf çektirmeden geçmediği bir yermiş burası.


Eğer bir tatlı huzur aramaktaysanız, artık nerde bulabileceğinizi biliyorsunuz, şimdiden iyi yolculuklar;))


Batum'da Bumerang Deneyim Günleri! @HürriyetBumerang




Öncelikle konuyu özet geçmek istiyorum.=)

Üyesi olduğum Hürriyet Bumerang'ın "Bumerang Deneyim Günleri" kapsamında düzenledikleri yarışma ile 'En güzel gezi yazısı"nı gönderen 5 blog yazarı,  29 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan Batum gezisine katılma hakkı kazanacaktı.

Ben de bu kapsamda "Romance of Rome @AVRUPA GÜNCESİ" başlıklı yazımla bu eşsiz deneyimde yer alma fırsatını yakaladım!

Bu bağlamda hem farklı "blogger"ların dünyasını keşfettim, hem hürriyet ailesinin içinde yer aldım, hem Gürcistan'dan yepyeni dostlar edindim, hem de o çok görmeyi istediğim "Batum"a gidebildim.

İşin bir diğer keyifli yanı da, her blog yazarının konuları farklı açılardan ele alması... Ağırlıklı olarak, Oburcan; gastronomi (http://www.oburcan.com/), Ahmet; sosyal medya (http://rahatyazar.blogspot.com/), bilinmeyen rota; gezi (http://bilinmeyenrota.blogspot.com) ve Ali; halkla ilişkiler (http://www.alyldrm.com/) üzerine yazmakta. Benden ise daha çok şehir yapısı ve mimari üzerine yazmam beklenmekte. =)

Hepimizin birbirleri ve bumerang ekibi ile frekansı tutunca da gezimizin tadını çıkarmak kaçınılmaz oldu! Batum'daki programımızın harika bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan Nino, İlker ve Tamar ise şehri iki kat sevmemizi sağladı diyebilirim.

Gezi o kadar yoğun geçti ki, arada hiç boş vakit kalmadı. Uyuyacak zamanı bile zor bulduk diyebilirim. Bütün gün minibüsümüzle Nino öncülüğünde gezip, akşamları "Tamada"mız İlker eşliğinde leziz ve saatler süren yemekler yedik - Tamada'nın ne olduğuna daha sonra değineceğim=) -, geceleri de hep bitmek bilmez programlarla noktaladık. Hatta, "gecelere hep üç nokta koyduk" demem daha doğru olabilir, zira çoğu gitmeyi kafamıza koyduğumuz yere yorgunluğumuza yenik düşerek gidemedik geceler akıp geçtikçe su gibi...=)


Batum'da bizi karşılayan ekip, bizi sürekli memnun tutmaya çabalayan ve bunu fazlasıyla başaran sımsıcak insanlardı. Zaten Gürcistan insanlarının geneli sıcak, samimi ve güler yüzlü... Sizi daha hava alanında ellerinde baklava tutan yerel kıyafet giymiş iki küçük arkadaşla karşılıyorlar, siz düşünün gerisini... =) İşte böyle bir ekip sayesinde ne müzesi kaldı görmediğimiz, ne mimari yapıları; ne de tatmadığımız lezzetleri... 

Aslında yazılabilecek bir sürü farklı konusu var Batum'un, ama genel olarak şöyle özetleyebilirim sanırım:
Batum, tam anlamıyla bir "hacı yatmaz" olmuş yıllar boyunca. Geçirdiği darbelere, yıkımlara, sıkıntılara karşı hep bir tutunacak dal bulmuş kendine toparlanmak adına hemen ertesinde. Günümüzde de hala tarihin farklı izlerini taşıyan kent dokusu, inşa edilmekte olan yeni binaları ve gelişmekte olan projeleri ile sevdirmeyi başarmış kendisini her seferinde kendi halkına, komşularına ve diğer dünya ülkelerine... Yönetimin halkıyla arası da gayet iyi. Acara  Özerk Cumhuriyet Hükümet Başkanı Levan Varshalomidze ile gecenin bir saati oturup çaça içerek sohbet bile ettik, orda olduğumuzu öğrenip bizi davet edince...






Aslında yazılacak daha bir sürü konu var. Sadece, öncelikli olarak genel düşüncelerimi paylaşmak istedim.  Gerisi de yakında gelir nasılsa...=)

Herşey müthişti kısacası. Bu fırsatı yaratan, içinde yer almamızı sağlayan, programı kusursuz hazırlayan başta Hilal ve Pınar olmak üzere tüm Hürriyet Bumerang ekibine, daha sonra bizi Batum'da sımsıcak ağırlayan Nino ve İlker'e ve eğlenmemde büyük payı olan diğer blog yazarı arkadaşlarıma teşekkürler...


More

Bu Blogda Ara

Translate

Archive

Recent Posts

Popular Posts

Top 10 Articles

Featured Posts

Most Trending

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı