Hafta Sonu Gezisi Milano'ya! @AVRUPA GÜNCESİ

Öncelikle videomuza tıklayalım ve fonda çalmaya bırakalım. Malum, pazar günü konseptindeyiz. Ambiansı tamamlayalım ilk başından. ;)


Pazar olmuşken hazır, havalar da soğumaya başlamışken, hemen bugüne "hala yazamadım" temasını iliştireyim istedim. =)

İtalya'da hala detaya inemediysem de, biraz Roma, biraz Floransa, biraz da Venedik hakkında postlar hazırlayabildim bildiğiniz üzere... Ne var ki, Milano şehrine hiç değinemedim fırsat bilip.

Halbuki, Gaudi'nin Sagrada Familia'sından sonra bugüne kadar en sevdiğim katedral mimarisine ev sahipliği yapan şehirdi burası.

"Bir gece kalır yola devam ederiz" diyerek ülkeye girdiğimiz şehre doyamayıp bir gece daha kaldığımız Milano için "şehre dair" listesi hazırladım yine.


İtalya'nın Roma'yı takip eden ikinci en kalabalık şehri olan Milano, birçoğumuzun aklına öncelikli olarak moda kelimesini getirse de, bir o kadar mimari olarak etkileyici bir şehir olduğu aşikar. Hatta, burasının bir moda şehri olduğu düşüncesi ertesi gün meşhur moda sokağı Montenapoleone Caddesi'ne gittiğimde aklıma geldi diyebilirim. Otomotiv olarak gelişmişliğine de gidince bizzat şahit oldum diyebilirim. lşkşkjlşjads



Gezilecek yerler, yapılacaklar olarak "ben gittim, yaptım, tavsiye ederim" listesi için ise kısa kısa giriyorum hemen:

  • Milano Katedrali "Duomo di Milano"
"Adamlar hakkaten üşenmemiş abi" cümlesini ilk kurduğum yerlerdendir. Nakış gibi, dantel gibi işlenmiş cephesinden içeri girdiğimde, yüksek tavanlı Gotik mimarisi ayrı büyülemişti beni. Üstelik 1306 yılından bu yana varoluşunu sürdürüyor! Belki siz de aşka gelir, bir mum yakarken bulursunuz kendinizi benim gibi. =)

Aslında Avrupa'da yola çıktıktan sonra her katedral birbirinin bir değişiği olarak görünmeye başlıyor gözünüze. Ama bu şekilde görmeye başlayacaksanız da, emsallerinizden birisi burası olmalı diye düşünüyorum. Ayrıca paraya kıyıp çatı katına çıkın ve meydanı Piazza Del Duomo'ya kuşbakışı bakın derim. Meydanı olmasa bile bu ince ince işlenmiş cepheyi yakından ve geniş açıdan incelemenizi, biraz göz banyosu yapmanızı şiddetle öneriyorum.






PS. Meydanda göreceğiniz zenci abilerden kaçın. Bizim Romen teyzelerden farksız olarak o bilekliği ne ara alıp konulunuza taktığınızı ve yedeği için de ekstra parayı ne ara verdiğinizi hiçbir zaman anlamayacaksınız yoksa!!
  • Galleria Vittorrio Emanuele
Meydana gelmişken o görkemli girişinden Galleria Vittorio Emanuele çarşısına dalabilir "Ulen ne zenginler var şu hayatta!" zılgıtlarına düşebilirsiniz. 





  • "Parco Sempione" ve "Castello Sforzesco"
Meydandan devam ederek, Dante Caddesi'ni mütakiben varacağınız Sempione Parkı'nda, yine bir "ulen bizim bir şöyle şehir parklarımız yok!" nağmelerine kol kanat gereceksiniz. Devam ettiğinizde Berlin'deki meşhur Brandenburg Kapısı'nın benzerini görecek, biraz ilerisinde ise yeşilin içine hakimiyet kurmuş Sforzesco Kalesi'ni göreceksiniz. 

Kalenin içerisini hızlı bir turla bitirebilmeniz mümkün. Çıkışta park üzerinde bulunan tezgahlardan turistik alışveriş yapabilirsiniz böylelikle. =)


  •  Navigli
Milano'dan ayrılmadan Venedik havasını yakalayabileceğiniz bir yer. Leonardo Da Vinci'nin zamanında malzeme almak için açtığı kanallar, şimdilerde İtalya'nın meşhur "aperativo" kültüründen yararlanılabilecek, canlı müzik dinlenebilecek kafeler mekanına çevrilmiş. "Aperativo" kültürünün ne olduğunu hemen açıklayayım. Akşam kısıtlı saatler arasında yalnızca içkiye para vererek restoranın açık büfesinden sınırsız yararlanabiliyorsunuz. Bir çeşit "happy hours" da denilebilir. =) Gece olunca seyyar satıcılar sizinle sıkı pazarlık işine girişmek üzere tezgahlarını da yol üzerine yerleştirmekteler. Sevgili turistler, gösterin marifetlerinizi! o.o


  •  Corso di Porta Ticinese
İnternette birisi Asmalı Mescit'e benzetmiş burasını. Ben de genel olarak Beyoğlu havası olduğunu düşündüm aslında. Biraz salaş, biraz şık, biraz gençlik, biraz üst tabaka... Kafelerden, restoranlardan ilerlerdikten sonra, akşam gençlerin içkisini alarak toplandığı sütunların olduğu bölgeye gitmek isteyebilirsiniz özgür ruhlardansanız. Benim derdim bu kısımlardan ziyade o meşhur dondurmacılarından gözüme kestirdiğime yetişebilmek olmuştu. o.o

Fotoğraf buraya ait bulamadım. Alıntı olarak paylaşıyorum o yüzden. 






  •  Genel olarak gezerken gözünüze her an başka bir detay, ertesi gün kurulan başka bir yapıt görebilirsiniz. Dikkat kesmekte fayda var. 

  • "Nerede kalacağız?" diye düşünürseniz şehir merkezine yakın sayılacak iki uzun sokak boyunca kurulmuş villa görünümlü otellerin orayı sorun öğrenin olur mu? Ben hatırlayamıyorum çünkü şimdi! o.o Ama güne evinizde uyanmışlık hissiyle başlayabilir, gece konuk sever otel sahiplerinin odalar için özel ayırdığı İtalyan Şaraplarıyla keyifli uyuyabilirsiniz. 
Ciao! =)

0 comments:

Yorum Gönder

More

Bu Blogda Ara

Translate

Archive

Recent Posts

Popular Posts

Top 10 Articles

Featured Posts

Most Trending

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı