En Büyük Tutkum!

Kimi elma şekerini, kimisi pamuk şekeri, kimisi de kağıt helvayı unutamaz çocukluğuna dair... Belki bir sulugöz sakız, ya da komşu teyzenin sürekli yaptığı aynı çeşit börek... Her neyse ne.. Ortak olan konusu şudur ki, hepimizin çocukluğundan beri unutamadığı, tadının hep ayrı olduğu, belki de tadının anılarla farklılaştığı; sadece sizin alabileceğiniz bir lezzeti olduğu yiyecek vardır... Her gördüğünüzde içinizin gittiği, 'nostalji' dediğiniz, almadan geçemediğiniz...

İşte benim tam da böyle hissettiğim, hiçbir zaman hayır diyemediğim yegane yiyecek (dondurmayı kategori dışı tuttuğumuz müddetçe!) bonibon olsa gerek. O kadar büyük bir gönül bağım var ki kendisine, ona özel bir post hazırlamayı bile uygun görmüşüm, oradan anlayın artık! =)

Her gördüğümde yüzümü istemsizce bir gülümseme kaplaması ve hemen akabinde kasaya birlikte girişimiz.. Tam bir seremoni..

Bugün üstüne yeni bir fantastik bileşim görmem de beni benden aldı ve "ben bu postu yazarım arkadaş!" dedirtti en nihayetinde. Milka himayesine dahil olan Bonibon şimdi bir de kendi çikolatasıyla güçlerini birleştirmiş ve bonibonlu çikolata yapmış!

"Spor yapıyorum ben, yasak böyle şeyler!" dediysem de dinletemedim ellerime ve kasada yine ödeme yaparken buldum kendimi istemsizce. 

Sonradan da ufak bir parça alıp tadına bakma iznini verdim kendime. Zira bazı anlar, bazı tatlar hiçbirşeyle kıyaslanmıyor.. O mutluluğu başka hiçbir endorfin aracı vermiyor.. Benim mutluluk kaynağım da bu küçücük renkli çikolatalarsa eğer, elden başka bir şey gelmez, o zaman yemeye değer!
 

4 yorum: Leave Your Comments

  1. çikolatanın mutluluk verdiği bir gerçek insana iyi geliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görmek bile yetiyor, yemeye gerek kalmadan =)

      Sil
  2. nom nom nomm ben de çok severim

    YanıtlaSil

More

Bu Blogda Ara

Translate

Archive

Recent Posts

Popular Posts

Top 10 Articles

Featured Posts

Most Trending

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı