Mevsimlerin geçişi beni hep tedirgin eder. Alışkanlığımdan vazgeçmek gibi gelir. Zira, alışkanlıklarımdan vazgeçmek pek bana göre değildir.
Aslında hiç umulmayan şekilde ve hiç ummadığım biçimde adapte olurum her seferinde her yeniliğe, ne kadar istemsiz olsam bile.
Ama işte o vazgeçiş sürecini hiç sevemem.
Belli bir düzene girmiş, bu şekilde programlarımı şekillendirmiş ve buna göre günlerime yön vermişsem, değişikliğin lüzumunu pek görmem.
Tüm emeğine ihanettir hemen hemen...
Senin uğraşıp didindiğin emeğini harcamış geçmişlerdir sana göre...
Üzülürsün inceden...
"Ben bu yüzden kimseden gitmem gidemem" nakaratına bu kadar içten eşlik etmelerim de bu sebepten.
Kısa zamanda kendine alıştırdıktan sonra gitmeni de sevmem,
Bir haftalığına da gitsem, yaşayanına dönüştüğüm şehri terketmeyi de istemem,
Uzun günlerin, hafif giysilerin ve denize girme sebebim olan mevsimin geçmesini de kabullenemem...
Doyamamışsam içimde kalma, gittiysen de yeniden çağırma, o zaman da hiç bir anlamı kalmaz;
Gelmem.
0 comments:
Yorum Gönder